Namazın vâciblerinden herhangi
birini bilerek yapmamak, tahrîmen (harama yakın) bir mekruhtur. Sünnet
veyahut âdâbından birini yapmamak mekruh ise de, harama yakın değildir.
Bu genel kaideden sonra, namazın
belli başlı mekruhlarını görelim:
1 - Namazda bedeni ve elbisesiyle
oynamak. Serinlemek maksadıyla eliyle yelpazelenmek.
Namazın kemâli, ruhen ve bedenen
huşû' ve sükûnet bulmak ve dünyevî işlerden kalben alâkayı kesmek ile
olduğundan bu gibi işler mekruh görülmüştür. Hadîs-i şerîf'te de: "Allah
Teâlâ sizin namazda oynamanızı hoş görmez" buyurulmuştur.
2 - Abdesti sıkışık bir vaziyette
veya iştah çekici bir yemek sofraya konmuş iken namaza durmak... Bunlar
da, namazda kalb ve zihni meşgul ederek huzura engel olduklarından
mekruh sayılmışlardır.
3 - Namazda parmak çıtlatmak veya
parmakları birbirine geçirmek (teşbik).
İbn-i Âbidin'in beyanına göre,
parmak çıtlatmak namazın haricinde de mekruhtur. Teşbik ise, ancak
mafsallara masaj için yapılıyorsa mekruh olmaz.
4 - Namazda iken esnemek, gerinmek,
eli böğrüne koymak.
5 - Göğsünü kıbleden çevirmeden
boynunu döndürüp bir yere bakmak. Göğsü kıbleden döndürmek ise namazı
bozar.
6 - Kollarını yere sermek.
Kadınların sermesi mekruh değildir.
7 - İşâretle selâm almak.
8 - Secdeye varırken elbisesini
önden veya arkadan eliyle tutup kaldırmak.
9 - Ceket ve paltosunu giymeyip
omuzuna veya başına alarak namaz kılmak. Bu, kibir ve namaza önem
vermemek gibi duygularla olursa, mekruhtur. Bir özürden dolayı olursa
mekruh sayılmaz.
10 - Kılıksız bir halde, kirli iş
elbisesi içinde veya başkasının yanına çıkamayacağı bir kıyafetle namaza
durmak. Hz. Ömer (ra) kirden sakınılmayan hizmet elbisesi ile namaz
kılmakta olan bir kimseyi görünce ona hitaben: "Seni bâzı kimselere
göndersem bu elbise ile gider misin?" diye sormuş; o da, "Hayır"
deyince: "Cenâb-ı Hak, kendisi için süslenilmeğe en lâyık olandır"
buyurmuştur.
Namazda müstehab olan mu'tad
elbisedir. Yani başkasının yanına da giyilerek çıkılabilen elbisedir.
Gecelik ve pijamalar, evde giyilen mu'tad elbiseler olduğuna göre,
onunla namaz câiz olur. Fakat evlâ olan pijama ve geceliklerle namaz
kılmamaktır. Çünkü temiz olmama ihtimali mevcuttur.
11 - Kısa kollu elbise ile namaza
durmak. Kolları dirseklere kadar sıvalı, lâubali bir vaziyette namaza
durmak da mekruhtur.
12 - Kırâeti tam bitirmeden rükû'a
eğilmek.
13 - İkinci rek'atta, ilk rek'atta
okuduğu sûre ve âyetin üstündeki sûre ve âyeti okumak.
14 - Birinci ve ikinci rek'atta
okuduğu iki sûre arasını, sadece bir sûre ile ayırmak. Meselâ birinci
rek'atta Fîl sûresini, ikinci rek'atte de Mâûn sûresini okumak gibi.
Arada Îlâf sûresi atlanmıştır.
Kerahetten kurtulmak için, arada en
az iki sûre bırakmalıdır.
15 - Her namazın ikinci rek'ati
birinciden, dördüncü rek'ati de üçüncüden uzun olmamalıdır.
16 - İki rek'atta da aynı sûreyi
tekrar etmek. Eğer ezberinde başka sûre yoksa mekruh olmaz.
Nafile namazlarda tekrarda bir
kerahet yoktur.
17 - Bilerek aynı sûrede bir veya
birkaç âyet atlamak.
18 - Namazda gözlerini yummak veya
göğe dikmek. Namazda secde yerine bakmak âdâbdandır. Gözleri yummak, bu
edebi terk etmektir. Ancak huşûu giderici ve dikkati dağıtıcı bir şey'i
görmemek için göz yumulması bakmaktan evlâdır.
19 - Vücudundan kıl koparmak gibi
namaza uygun düşmeyen bir amel-i kalîlde bulunmak.
20 - Namazda kaşınmak, terini
silmek. Kaşınmadığı ve terini silmediği takdirde aşırı rahatsızlıktan
zihni meşgul olacaksa, câiz olur. Bir rek'atta üç kere üstüste kaşınmak
ise amel-i kesîr sayılacağı için, namazı bozar.
21 - Canlı bir şey'in resmi üzerine
secde etmek.
22 - Üzerinde canlı resimleri
bulunan elbise giymek, başının üstünde, arkasında, önünde, yan
taraflarında veya karşısında canlı resimleri olmak.
Eğer resim, ayakta duran için çok
dikkat etmedikçe farkedilmeyecek derecede küçük olursa, yahut büyük
olmakla beraber yaşamayacak şekilde başı kesik veya âzası noksan olursa
câiz olur. Fakat yine de bunları kıble tarafına asmamaya dikkat
etmelidir.
23 - Bir özür yokken, secdede
yalnız alnı yere koyup burnu koymamak.
24 - İşlek yol üzerinde, mezar
üstünde, hamamda, gübrelikte, pisliğe yakın bir yerde namaz kılmak.
25 - Camide ön safta açık yer
varken ilerlemeyip arkada namaza durmak.
26 - Kor hâlindeki ateşe karşı
namaz kılmak. Mum, kandil, lâmba karşısında namaz kılmakta bir kerahet
yoktur.
27 - Tenbellik eseri yanında takke
taşımayı bir külfet sayarak veya başını örtmeyi ehemmiyetsiz görerek
başı açık namaz kılmak. Halbuki namazda başın örtülü olması sünnettir.
Hattâ, secde esnasında baştan düşen takkeyi amel-i kesîr işlemeden
(meselâ tek el ile) yerden alıp başa örtmeyi bâzıları efdal
görmüşlerdir. Bir özürden dolayı başın açık bulunmasında ise kerahet
yoktur.
Bir de, tezellül ve huşû'
maksadıyla başı açık bırakmakta bir beis yoktur, diyenler de vardır.
* Namazda takkenin üzerine sarık
sarmak sünnettir. Allah Resûlü: "Sarıklı kılınan namaz, sarıksız kılınan
namazdan 70 defa daha hayırlıdır" (Tâc) buyurmuştur. Bâzı âlimlere göre,
başı takke ile örtmek de sarık yerini tutabilir.
28 - Âyetleri, rükû' ve secdelerde
okunan tesbihleri el ile saymak.
29 - Uyuyan insanlara ve insanın
yüzüne karşı da namaz kılma mekruhtur. Arkası dönük kimseye karşı namaz
kılmakta hiçbir mahzur yoktur.
30 - Önünden insan geçeceği tahmin
edilen yerde, namaz kılarken önüne sütre koymamak da mekruhtur.
31 - Farz namazlarda özürsüz bir
şey'e dayanmak ve sağa-sola sallanmak da mekruhtur.
32 - Secdeye giderken özürsüz
olarak ellerini dizlerinden önce yere koymak; kalkarken de dizleri
ellerden önce kaldırmak veya ellerine abanarak kalkmak.
33 - Rükû'da iken başı sırt ile
beraber olarak düz tutmayıp yukarı dikmek ve aşağı eğmek.
34 - Besmele'yi ve Âmin'i açıktan
söylemek.
35 - Rükû ve secde tesbihlerini
3'den az yapmak.
36 - Zaruret yokken sırtına veya
kucağına çocuk alarak namaza durmak.
37 - Zaruret yokken erkeğin ipek
elbise ile namaz kılması. İpek seccade üzerinde ise namaz kılınabilir.
Çünkü erkek için haram olan ipek giymektir. Kullanmak ise câizdir. |