*´¯`·.¸.·´¯`·.((( RAVDA.net ))).·´¯`·.¸ | SeVGiYe aÇILaN KaPI
     

D e u t s c h  

0
0
0
0
İlmihal » İtikad » Peygamberlere İman

PEYGAMBERLERE İMAN

Peygamberlere İman Ne Demektir?

Allah Teâlâ'nın, emirlerini ve yasaklarını kullarına bildirmek üzere elçi seçtiği büyük insanlara Peygamber denir.

Peygamberlere îman, Allah'ın insanları doğru yola iletmek, emir ve yasaklarını onlara duyurmak için Peygamber denilen elçiler gönderdiğine inanmak, Peygamberlik müessesesinin varlığını kabûl etmek, Kur'an'da Peygamber olduğu zikredilen şahısların Peygamber olduklarını tasdik etmek demektir.

Peygamberler de bizim gibi insan olmakla beraber, onlar Allah'ın seçkin kullarıdır. İnsan çalışıp çabalamakla, istemekle Peygamber olamaz. Peygamberlik, Allah vergisidir.

Peygamberler Niçin İnsanlar Arasından Seçilmiştir?

Allah'ın insanlara elçi olarak gönderdiği Peygamberlerini yine insanlar arasından seçmesi, onların insanlara her hususta rehberlik, örneklik, mürşidlik yapabilmeleri içindir.

Peygamberler melekler arasından gönderilseydi, hiç şüphesiz bu netice alınamazdı. İnsana en iyi rehberliği, yine insanın yapabileceği açık bir gerçektir.

Rasûl ve Nebî Ne Demektir?

Kendisine müstakil bir din ve kitab verilen peyamberlere Resûl, müstakil bir din ve kitab sâhibi olmayıp kendinden önceki bir peygamberin kitabına uygun hareket etmekle vazifeli peygamberlere de Nebî adı verilir.

İnsanlar Niçin Peygamberlere Muhtaçtırlar?

İnsanlar kendi akıllarıyla Allah'ın varlık ve birliğini anlayabilseler bile, O'na mahsus sıfatları tamamen kavrayamazlar. Ona ne şekilde ibâdet edileceğini bilemezler. åhiret işlerini, âhiretteki mes'ûliyeti idrâk edemezler. Bütün bu hususları Allah'ın kendilerine bildirip öğretmesine muhtaçtırlar.

İşte Allah, insanların bu ihtiyaçlarına cevab vermek üzere, onlara peygamberler göndermiştir. Onlar vasıtasıyla, bilmeye muhtaç oldukları maddî ve mânevî her hususu insanlara öğretmiştir.

Eğer peygamberler gelmeseydi, insanlar Allah'ın varlık ve birliğini bilmenin dışında, hiçbir dinî hükümle mükellef tutulamazlardı. Hattâ bâzı Kelâm âlimlerine göre, Allah'ın varlığını, birliğini anlamaktan bile mes'ul olmazlardı. Nitekim âyet-i kerîmede de:

"Rasûl göndermediğimiz müddetçe, hiçbir kavme azâb edici değiliz." (İsrâ: 15) buyurulmuştur.

İnsanlık hiçbir şey'i bilmez durumda iken her şey'i, her san'atı ve her hüneri peygamberlerden öğrenmişlerdir. Dünya ve âhirette mutlu olmanın ve huzurlu yaşamanın yollarını, birbirleriyle hoş geçinme düsturlarını, ahlâk ve görgü kaidelerini insanlara öğreten yine peygamberler olmuştur.

Peygamberler Kaç Tanedir?

İlk peygamber Hz. ådem'den son peygamber Hz. Muhammed'e (asm) gelinceye kadar arada birçok peygamber gelip geçmiştir. Kuvvetli bir rivayete göre bu peygamberlerin sayısı 124 bin, diğer rivayete göre de 224 bin kadardır. Bunlardan sadece 25 tanesinin ismi Kur'an'da geçmektedir.

Kur'an'da Bahsi Geçen Peygamberler Kimlerdir?

Şunlardır:

Âdem, İdris, Nûh, Hûd, Sâlih, Lût, İbrâhim, İsmâil, İshâk, Yâkub, Yûsuf, Şuayb, Mûsâ, Hârun, Dâvud, Süleyman, Eyyûb, Zülkifl, Yûnus, İlyas, Elyesa', Zekeriyya, Yahyâ, İsâ ve Hz. Muhammed Aleyhimüsselâm...

Bunlardan ayrı Kur'an'da ismi geçen Üzeyr, Lokman ve Zülkarneyn'in (as) peygamber olup olmadıkları ihtilâflıdır.

Kur'an'da ismi geçmediği halde peygamber olarak meşhûr olanlar da şunlardır: Şît, Yûşâ, Cercis, Danyal Aleyhimüsselâm.

İnsanlara Ayrı Ayrı Peygamberler Gelmesinin ve Her Peygamberin Getirdiği Dinde Bâzı Farklılıklar Olmasının Sebebi Nedir?

İslâm inancına göre, bütün peygamberler aynı dâva için çalışmışlar, aynı îman ve ibâdet esaslarını insanlara tebliğ ve telkin etmişlerdir. Bununla beraber peygamberlerin getirdikleri dinler arasında bâzı farklar bulunduğu da bir gerçektir. Bunun da en mühim sebebi, asırların ve cem'iyetlerin ihtiyaçları ve idrâk seviyeleri başka başka olmasıdır. Peygamberler, insanların idrâk seviyelerine göre konuşmuş ve ihtiyaçlarına göre hareket etmişlerdir. Söz ve şekillerde, dînin tatbikatına ait bâzı ayrılıkların bulunması gayet tabiî ve fıtrîdir. Aynı zamanda âlemdeki tekâmül kanununun da bir îcabıdır. Bütün bu ayrılıklar ve farklılıklar, hak dinlerin özde ve gayede bir olmalarına te'sir etmez.

Peygamberler çeşitli aralıklarla ayrı ayrı asırlarda gelmiş olsalar bile, gelen peygamberler, bir önceki peygamberin dâvasını, kaldığı yerden yürütmeye devam etmiştir. İki peygamber arasındaki zaman süresinde, halkta yanlış inançlara sapmalar olmuşsa, yeni gelen peygamber bu yanlışı düzeltmiş, insanları ıslah ve irşâd etmiştir.

Nihayet İslâm Dîninin gelmesi ile, insanların tekâmülüne paralel olarak dinlerin tekâmülü de son mertebeye ulaşmış; Hz. Muhammed (asm) diğer peygamberlerden farklı olarak bütün insanlığa, kıyâmete kadar gelecek bütün asırlara peygamber olarak gönderilmiştir.

Peygamberlerde Bulunan Müşterek Vasıflar Nelerdir?

Bütün peygamberlerde ortak olan vasıflar ve özellikler şunlardır:

1. Sıdk (Doğruluk): Bütün peygamberler Allah'tan alarak verdikleri bütün haberlerinde doğru sözlüdürler. Onlar hakkında kizb (yalancılık) vasfı düşünülemez.

2. Emanet (Emin ve güvenilir olmak): Peygamberler Allah'ın kendilerine verdiği vazifeleri yerine getirme hususunda emin ve güvenilir kimselerdir. Peygamberlerde asla hıyânet hâli görülmez.

3. Tebliğ: Peygamberler Allah'tan kendilerine vahyolunan şeyleri ümmetlerine noksansız, ilâvesiz olarak aynen bildirirler, tebliğ ederler. O haberleri ketmedip gizlemek, tahrif edip değiştirmek söz konusu değildir. Kitman, yani, hakikatı gizleme vasfı peygamberlerde yoktur.

4. Fetanet: Peygamberler üstün bir akıl ve zekâya, kuvvetli bir hâfızaya ve yüksek bir mantık ve ikna kabiliyetine sâhiptirler. Peygamberlerin delilik, gafillik, cahillik gibi sıfatlarla uzaktan yakından hiçbir alâkaları yoktur.

5. İsmet (Ma'sûmiyet, günahsızlık): Peygamberler gizli - açık her türlü günahlardan, kusurlardan, kötü hallerden, peygamberlik şerefiyle bağdaşmayacak hareketlerden uzaktırlar. Mâsiyet, yani, günah işlemek peygamberler hakkında muhaldir.

Vahiy Nedir?

Vahiy, Allah tarafından geldiğine dair kat'î bir bilgi ve itmi'nan ile beraber, vasıtalı veya vasıtasız olarak peygamberlerin ruhunda (kalbinde) bulduğu bir bilgi ve marifettir.

Peygamberler Allah'tan aldıkları hüküm ve hakikatları vahiy yoluyla alırlar. Peygamberlerin hepsi de Allah'ın vahyine muhatap olmuşlardır.

Vahyin de pek çok çeşitleri ve mertebeleri vardır:

Vahyin en yaygın şekli, vahiy meleği olan Cebrâil (as) vasıtasıyla peygamberlere İlâhî hükümlerin bildirilmesi, tebliğ edilmesidir. Kur'an'ın indirilişi böyle olmuştur. Cebrâil'in (as) vahyi getirmesinin de çeşitleri vardır. Melek, aslî hüviyeti ile peygambere görüneceği gibi, insan suretine girerek de gelir ve vahiy getirir. Bâzan da hiç görünmeden çan sesi veya arı vızıltısı gibi bir sesle gelir ve vahyi peygamberin kalbine bırakır.

Bâzan da Allah Teâlâ emir ve hükümlerini vasıtasız, doğrudan doğruya peygamberine söyler ve işittirir. Tûr dağında Mûsâ'nın (as) ve Mi'rac'da Peygamberimizin vahyi doğrudan doğruya Allah'tan almaları gibi.

Konu İle İlgili Tavsiye Linkler

OKUMA PARÇASI

 

PEYGAMBERİN GEREKLİLİĞİ

 

KAÇIRILAN KİTAP: BARNABA İNCİLİ

   
Önceki Konu - Kitaplara iman

Sonraki Konu: Ahiret Gününe iman

 

          

0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
-Tesbit ettiğiniz hataları bize bildirmenizi rica ediyoruz-
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.27442 saniyede açıldı