Dinî ıstılahtaki mânası
ise; pâk ve temiz toprak ile, kolları ve yüzü, özel bir şekilde
meshetmek demektir.
Teyemmüm, sadece bu ümmete mahsus
bir kolaylıktır. Mü'minler su yokluğunda veya su
bulunmakla birlikte hastalık v.s. gibi suyu kullanmanın imkânsız
hâle geldiği bâzı durumlarda, hades (cünüplük veya
abdestsizlik) hâlinden teyemmüm vasıtasıyla kurtulurlar. Böylece
ellerinde olmayan bir sebebden dolayı, Allah'a ibadet ve kulluktan
geri kalmamış olurlar.
Teyemmümün, bu ümmete Allah'ın
hususî bir lütfu ve ihsanı olduğunu, Resûlüllah Efendimiz
şu şekilde belirtmişlerdir:
"Benden önce kimseye
verilmeyen beş şey bana verildi: Bunlardan birisi de, yerin
(toprağın) bana mescid ve temizleyici kılınmasıdır.
Binaenaleyh kime nerede namaz vakti gelirse, hemen orada namazını
kılsın."
(Eski ümmetler ancak Kiliseler
gibi ibâdete mahsus yerlerde ibâdet edebilirlerdi.)
Bu hadîsten anlaşıldığı
gibi, toprak, Müslümanlar için, hem üzerinde namaz kılabilecekleri
temiz bir madde (namaza mâni bir pislik olmamak şartı ile),
hem de aynı zamanda su bulunmaması hâlinde teyemmüm vasıtasıyla
suyun yerini tutacak temizleyici bir unsur kılınmıştır.
Teyemmüm, Hicrî 5. veya 6. yılda
meydana gelen benî Müstalik seferi sırasında, Mâide sûresinin
altıncı âyetiyle meşrû' kılınmıştır.
"Allah, bununla size güçlük
dilemez. Fakat sizi tertemiz yapmak ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak
ister. Tâ ki şükredesiniz", buyurulmaktadır.
Bu ifadeden, teyemmümün mü'minlere
kolaylık ve rahmet olduğu, mü'minlerin mânevî
temizliklerini ihmâl etmemelerine vesile teşkil ettiği anlaşılmaktadır.
Teyemmümü Meşrû' Kılan
Sebebler Nelerdir?
Teyemmüm de, abdest gibi ancak
bülûğa ermiş, aklı başında Müslümanlar
üzerine vâcibdir. Teyemmüm başlıca iki sebebden dolayı
meşru' hâle gelir:
1 - Gerçekten suyun bulunmaması.
2 - Hükmen suyun bulunmaması.
Gerçekten Suyun Bulunmaması Ne Demektir?
İbâdet edecek kimsenin yanında
suyun hiç olmaması veya temizliğe yetecek miktarda
bulunmamasıdır. Bu vaziyette olan kişinin teyemmüm
yapabilmesi için, önce durumuna göre, civarda su araştırması
yapması gereklidir. Şöyle ki:
Susuz kalan kimse, şehir
veya şehir gibi bir yerde ise, teyemmümden önce mutlaka su
aramalıdır. Çünkü, böyle bir yerde araştırılırsa
su bulunması kuvvetle muhtemeldir.
Yolculuk esnasında ise,
suyun bir millik bir mesafe içinde olması mümkün ve suyu
aramaya gittiği takdirde de mal ve can emniyeti mevcud ise,
suyu araması gerekir.
Daha fazla uzaktaki suyu aramak
mecburiyeti yoktur.
Hükmen Suyun Bulunmaması Ne Demektir?
Şu iki halde, su mevcut
olmakla beraber hiç su bulunmamış hükmü geçerlidir:
1 - Temizliğe yetecek kadar
bol su bulunur, fakat bir özür veya hastalık sebebiyle onu
kullanmak tıbben mahzurlu olursa, bu durumda abdest veya gusülü
su ile almak vâcib olmaktan çıkar. Bil'akis su kullanmayıp
teyemmüm almak vâcib olur.
2 - Yahut, mevcut suya, temizlik dışında
içmek ve yemekte kullanmak gibi daha zarurî bir ihtiyaç için gerek
duyulabilir. Bu halde de, su, açlık ve susuzluğu gidermekte
kullanılır. Abdest veya gusül için ise teyemmüm edilir.
Teyemmümün Sahih Olmasının
Şartları Nelerdir?
Teyemmümün sahih ve Allah katında
muteber olabilmesi için, şu şartların bulunması lâzımdır:
1 - Niyyet etmek.
Teyemmüm, niyetsiz olmaz. Bizzat
abdestsizlik veya cünüplükten temizlenmeye niyet edilmeden alınacak
teyemmüm sahih değildir. Halbuki gusül ve abdestte niyet
şart değil, sünnettir.
2 - Su bulunmamak veya bulunsa
bile, onu kullanmaya mâni haller zuhur etmek.
3 - Yüz, el ve kollarda mum, yağlı
boya, oje gibi deriyi örten kalın maddelerin bulunmaması.
Bu maddeler temizlenmeden
alınan teyemmüm sahih değildir.
4 - Teyemmüm alırken, abdest
bozucu bir halin de bulunmaması şarttır.
Meselâ, burnu kanar halde alınan
abdest sahih olmadığı gibi, teyemmüm de sahih değildir.
5 - Teyemmüm yapılacak
toprağın temiz olması.
Teyemmüm yapılacak nesnenin,
sırf toprak olması gerekmez. Kum, alçı, mermer,
tuğla, madenî tuzlar, zümrüt, yâkut gibi topraktan çıkan
ve toprak cinsinden sayılan maddelerle de teyemmüm alınabilir.
6 - Teyemmüm, ellerin içyüzü
ile, toprağa iki vuruşla yapılır. Birinci
vuruşta yüz, ikinci vuruşta kollar meshedilir.
7 - Teyemmümde, âzaları
mesh, ellerin tamamıyla veya en az üç parmakla yapılır.
İki parmakla yapılan mesihle teyemmüm sahih olmaz.
8 - Yüz ve kolları, kaplama
şekliyle tamamını meshetmelidir.
Meselâ, sakal başları
ile kulak arasındaki kılsız bölge, kaş ile göz
arası, burnun her yanı meshedilmeli, yüzükler yerlerinden
oynatılmalı, parmaklar hilâllenmelidir.
Diğer bir görüşe göre,
teyemmüm âzalarının dörtte üçü meshedilse kâfidir.
Teyemmümün Farzları Nelerdir?
Teyemmümün farzları ikidir:
1 - Niyet.
2 - Elleri temiz toprağa iki
kere vurarak, yüzün ve kolların tamamını meshetmek...
Birinci vuruşta yüz,
ikincisinde de kollar meshedilir.
Teyemmümün Sünnetleri Nelerdir?
Teyemmümün başlıca sünnetleri
şunlardır:
1 -Besmele ile başlamak.
2 - Toprak veya toprak cinsinden
birşey üzerine elleri parmakların arası açık
olarak koyduktan sonra, elleri öne doğru sürmek.
3 - Öne doğru sürülen
elleri, önden arkaya doğru çekmek.
4 - Elleri topraktan kaldırınca,
tozlu ise silkelemek.
5 - Tertibe riayet etmek. Yani
önce yüz, sonra kolları meshetmek.
6 - Meshler arasında başka
işler yapmamak, meshe ara vermemek.
Sünnet Üzere Teyemmüm Nasıl Alınır?
Teyemmüm edecek olan kimse, önce
teyemmüme kalben ve dil ile niyet ederek, ellerini parmaklarının
arası açık olarak temiz bir toprak veya toprak cinsinden bir
madde üzerine koyup ileri doğru sürer. Sonra geriye çeker. Sonra
ellerini çırparak fazla tozları silkeler. Bundan sonra iki
eli ile yüzünün her tarafını kaplıyacak şekilde
mesheder. Böylece toprağa birinci vuruş yerine
getirilmiş olur.
Sonra tekrar önceden yaptığı
gibi, iki elini toprağa vurur, ellerini ileri-geri sürter, fazla
tozu silkeler. Bundan sonra sol elinin işaret parmağı ile
baş parmağını birbirinden ayırır, kalan
üç parmağın iç kısmı ile sağ elinin
arkasını dirseğine kadar sıvazlar. Önceden ayırmış
olduğu işaret ve başparmağı ile de iç kısmını
sıvazlar. Böylece sağ kolun meshi bitmiş olur.
Sıra sol kolun da bu
şekilde meshedilmesiyle, teyemmüm tamamlanmış olur.
Görüldüğü gibi,
teyemmümde önce niyet edilmekte, sonra eller toprağa iki kere
vurularak birinci vuruşta yüz, ikinci vuruşta da
sırasıyla sağ ve sol kollar sıvazlanmaktadır.
Teyemmümü Bozan Şeyler
1 - Abdesti bozan veya guslü
gerektiren şeylerin hepsi, teyemmümü de bozar. Meselâ,
teyemmümlü kimsenin burnunun kanaması gibi.
2 - Teyemmümü meşrû kılan
özür hâlinin ortadan kalkması da teyemmümü bozar. Suyun
bulunması veya suyu kullanmaya mâni özür veya ihtiyaç hâlinin
zâil olması gibi.
Suyu bulmanın veya suyu
kullanmaya mâni olan hallerin ortadan kalkmasının üç durumu
vardır:
a) Namaza başlamadan evvel su
bulunsa veya özür hâli ortadan kalksa, teyemmüm hemen bozulur. Namaz
için abdest almak gerekir.
b) Namaz içinde su görülse veya
özür hâli kalksa, teyemmüm de, namazda bozulur. Namazı, abdest
alarak yeniden kılmak gerekir.
c) Namaz kılındıktan
sonra su bulunsa veya özür hâli ortadan kalksa, teyemmüm bozulur,
fakat namazın iadesi gerekmez.
Teyemmümle İlgili Bâzı Mes'eleler
Temiz bir yerden müteaddit
kimseler teyemmüm edebilirler. Çünkü yeryüzü, su gibi değildir.
El konulması ile müsta'mel olmuş sayılmaz.
Bir teyemmüm ile birden fazla
farz ve nafile namazlar kılınabilir.
İmam-ı Şâfiî'ye
göre, bir teyemmüm ile yalnız bir farz namaz ile birden fazla
nafile namazlar kılınabilir. Bu ihtilâftan kurtulmak için
her farz namaz için yeniden teyemmüm etmek evlâdır.
Abdest âzalarının
yarısında veya ekserisinde yarası olan kimse teyemmüm
eder.
Bir yerde mahpus kalan kimse,
temiz su ve temiz toprak bulamasa, İmam-ı A'zam ve
İmam-ı Muhammed'e göre, namazını sonraya
bırakır. Ebu Yûsuf'a göre ise, bir şey
okumaksızın namazın bütün rükünlerini yapar. Başka
bir tabirle taklîden namaz kılar. Bil'âhare kurtulunca da
kaza eder.
Hacıların hediye için
taşıdıkları Zemzem suyu ile, başka bir su
bulunmazsa gusledilir. Teyemmüme gidilmez.
Boy abdesti alması gereken
kimse, sadece abdeste yetecek kadar su bulsa, teyemmüm eder. O suyu
kullanması gerekmez.
Daha namaz vakti girmeden
teyemmüm yapılabilir. Fakat namazın müstehab vakti
geçmeden su bulmayı ümid eden kimsenin, teyemmümü te'hir
etmesi mendubtur.
Diğer üç İmama göre,
vakit girmeden teyemmüm yapılamaz.