Gusül yapmak veya bedendeki kir ve
tozları iyice temizleyebilmek için, hamama gitmekte, bâzı
hususlara riayet ettikten sonra dinî yönden hiçbir mahzur yoktur.
Sahâbe-i Kirâm Şam hamamlarına
girip yıkanmışlar; hattâ bâzıları "Hamam
ne güzeldir. İnsan bedenini kirlerden temizlediği gibi sıcağıyla
da cehennem ateşini hatırlatır" demişlerdir.
Bâzıları da "Hamam
ne fena yerdir ki mahrem yerlerin açılmasına ve hayâ
hissinin zedelenmesine sebebiyet verir" buyurmuşlardır.
Birinci ifade, hamamın
faydalarını, ikincisi de mahzurlarını belirtir.
Mahzurlarından kaçınmak
ve âdâbına riayet etmek şartıyla hamama gitmekte bir
beis yoktur.
Hamama giren kimseye vâcib olan,
dikkat etmesi gerekli olan hususlar şunlardır:
1 - Avret yerini açmamak ve
kimseye göstermemek.
2 - Göbekten dizkapağı
altına kadar olan bu mahrem kısma, hiçbir yabancının
elini değdirtmemek. Yani bu kısımları tellâğa
oğdurmamak. Diğer kısımları oğdurabilir.
Hamamda vücudunu tellâka oğdurmanın,
masaj yaptırmanın câiz olduğu şu rivâyetten çıkarılmaktadır.
Peygamber Efendimiz bir yolculuğunda
bir yere inmiş ve yüzü koyun yatarak siyah kölelerinden bir
tanesine sırtını oğdurmuştur. Kendisine ne olduğu
sorulunca da "Deve düşürdü beni de, onun için oğduruyorum"
demiştir.
3 - Hamamda kendi avret yerini göstermediği
gibi, başkalarının avret yerlerine bakmamak da vâcibdir.
Yıkanırken avret yeri açılmış olan mümkünse
îkaz etmeli, yoksa o tarafa hiç bakmamalıdır.
Bu hususta lâtif bir kıssa
anlatılır:
Bir gün Ebu Hanîfe Hz.leri hamama
gitmiş, cuma namazı için gusül almak istemişti. Ne var
ki yakınında biri vardı. Peştemalını tam
örtmüyor, diz kapağı altı ile göbek arası tesettürünü
tam yerine getirmiyordu.
Hz İmam, adamı görmemek
için gözünü yumdu, bakmamaya gayret etti. Bu arada da su tasını
kaybetti. El yordamıyla onu arıyordu. Tesettürsüz adam tası
bulup verdi ve kendisine şöyle sordu: "Ya İmam, sizin gözünüz
ne zaman âmâ oldu?"
İmam cevab verdi:
"Senin tesettürsüzlüğünü
gördüğüm andan itibaren geldi bu âmâlık bana. Sen hayâ
edip örtünsen, ümid ederim gözüm açılır. Tası tarağı
da aramaktan kurtulurum."
Adam hatâsını anladı
ve peştemalını iyice örterek avret yerlerini kapadı...
İmam-ı A'zam da gözü kapalı yıkanmaktan kurtuldu.
İşte yukarda saydığımız
üç şarta riayet edilecekse hamama gidilebilir. Yoksa hamama
gitmemek, kendi evindeki hususî banyosunda temizlenmek çok daha
uygundur.
Tek kişilik müstakil odaları
olan hamamlara gitmekte hiçbir mahzur olmadığı gibi,
bil'akis umumî hamamlardan ziyade bu gibi yerler tercih edilmelidir.
Çünkü bu gibi yerlerde tesettürün te'mini daha kolaydır.
Bundan başka hamama girmenin
başlıca edebleri şunlardır:
1 - Güzel niyet, yani, hamama
girerken, sadece temizlenip parlamak ve güzelleşmek gibi dünyevî
bir maksad değil; belki tertemiz olarak namaz kılmak, Allah
huzuruna temiz çıkmak gibi uhrevî bir gayeyi taşımak.
2 - Hamama sol ayağıyla
girmek.
3 - Hamama girerken, "Allahümme
innî eûzü bike mine'l-hubsi ve'l-habâis" demek.
4 - Hamamın tenha zamanını
seçmek de âdâbdandır. Çünkü hamamdakilerin hepsi pek dindar,
anlayışlı, görgülü kimseler olmayabilir. Hayâ hissi
duymadan avret yerini açabilir. Bu mahzurdan kurtulmak için en tenha
zamanları seçmek ihtiyata daha uygundur.
5 -Suyu lüzumundan fazla israf
etmemek.
6 - Hamamdaki sıcaklık
ile Cehennem harareti arasında irtibat kurup, ders ve ibret almağa
çalışmaktır.
7 -Hamama girerken selâm vermemek
lâzımdır. Şayet bir veren olmuşsa, kendi cevab
vermeyip başkasının cevab vermesini tercih etmek gerekir.
Ancak "sıhhatler olsun" denebilir. Musâfaha da yapılabilir.
Fazla konuşmamak da hamamın
âdâbındandır. Âşikâre Kur'an okunmaz. Gizlice Besmele
çekilebilir. Akşama yakın ve akşam ile yatsı arası
hamama girmemek tavsiye edilmiştir.
|