Sahîh hadîs kitablarından
Tirmizî'de Resûlüllah Efendimizin mest giydiği şöyle rivâyet
edilmektedir:
Habeşistan Meliki Necaşî,
Resûl-i Ekrem Hazretlerine iki tane siyah nakışsız mest
hediye etti. Bunu alan Resûlüllah hazretleri de, abdest alıp
giydi ve üzerine bir müddet mesh etti. Bir diğer hadîs'te de şu
bilgi verilmektedir:
Resûl-i Ekrem Efendimize Ashabdan
Dıhye (ra) mest hediye etti. Resûlüllah da alıp eskiyinceye
kadar giydi ve üzerine meshetti.
Taberânî ve Beyhakî ise, bu
konuda şöyle ibretli bir hâdise naklederler:
Resûl-i Ekrem hazretleri kırda
abdest almak için mestlerini çıkarmış, ötelere gitmişti.
Dönüşte mestinin birini kuşun kapıp havaya kaldırdığını
gördü. Kuş, kaptığı mesti havada bir müddet dolaştırdıktan
sonra mestin ağzını aşağıya doğru çevirdi,
kocaman bir yılan mestin içinden aşağıya düştü.
Sonra mesti bıraktı.
Bunu gören Resûlüllah, Allah'a
hamd ve senâ ederek şu meâldeki duâyı okudu:
"Yâ Rab! Karnı üzerinde
yürüyenlerin şerrinden, iki ayakları üzerinde yürüyenlerin
şerrinden ve dört ayakları üzerinde yürüyenlerin şerrinden
sana sığınırım."
Demek ki, mest giymek bir sünnettir.
Bâzı âlimler, mestin sünnet
olduğunu ifade ettikten sonra, şöyle bir nükteyi de
kaydederler:
-ÊMest giymek mi efdal, yoksa
terketmek mi?
Bu suâle cevabları şöyledir:
- Şayet mest giymenin sünnet
olduğunu inkâr edenler varsa, onlara sünnet olduğunu fi'len
göstermek için mesti giymek giymemekten efdaldir.
Anlaşılıyor ki,
ihtiyaç olursa mest giyilmeli, daha kolay abdest alındığı
için ondan istifade edilmelidir. Buna ihtiyaç hissetmiyenler, elbette
sünnet diye mest giymeye zorlanamazlar. Bu, tamamen arzuya, ihtiyaç
duymaya bağlı bir keyfiyettir.
Resûlüllah Aleyhisselâm gerek
mesti ve gerek ayakkabıyı giyerken önce sağı
giyerdi. Çıkarırken de önce solu çıkarırdı.
Bu hususta Ebu Hüreyre Hazretleri, şu hadîsi nakleder:
"Sizden biriniz mest veya
ayakkabı giyerken önce sağı giysin. Çıkarırken
de solu çıkarsın."
(Ahmed Şahin, Sünnet Işığında
Hayat)
|